18 Kasım 2015 Çarşamba

Hazal'a Hazan İçerikli Not

Bilmiyorum.
Ben bu aralar neden böyleyim?
Çok mu alıngan?
Asabi?
Haklı?
Kendinden bile bezmiş..
Kelimelerim yetmiyor bazen.
Bakışlarım hiçbir zaman yetmedi zaten..
Hayaller hep çöp.
Rüzgar kara yel..
Bitmeyen boyun ağrısı mı beni böyle yapan?
İçimde fark etmediğim yaralarım mı acıtan?
Bazen koşmak, kaçmak ve yolun sonunda buhar olup geri dönmemek ister mi insan?
Yoksa kolaya kaçmak mı derler yapsam?
Desinler umurumda mı?
Onların umurunda olmadığımı bildiğim için sanırım bana her şey serbest..
Yalnızlık kimi zaman güzelse çoğu zaman acı verir.
Uzun zamandır bol dedikodulu ve iç dökmeli bir paylaşımım olmadı.
Bütün dostlarım uzağımda.
Zaten bir elin parmakları bile etmiyor sayıları kıymetlilerimin..
Anlatacak biri olmayınca da şişiyor insan.
Ben de yazıyorum.
İş, aile, aşk üçgeninde boğulmak üzere olanlardanım ben.
Hani bataklıkta kımıldadıkça dibe çökersin ya..
İşte ondan.
Dostlarım güçlü bilir beni.
Sevmem kırılgan yanımı göstermeyi, ağlamayı ya da kifayetsiz kalmayı.
Bir içime atışım var ki inanamazsınız..
Hatalar insanlar için var, yapılmak için..
İçe atmak en büyük hatalarımdan..
Yaşamayı sevmem ise beni ben yapan en güzel yanlarımdan..
Çok mu geldi bütün bunlar?
Az mı direndim peki?
Hayır ben asla az direnmem.
Kendimi sevmemi engeller direnmemek..
Bir kadehi ikimiz için içiyorum Hazal'ım..
Biliyorsun ben artık çok az içiyorum.
Bu gece şarap açtım bir kadehlik.
Seninle dertleşirken yapmamızın anısına.
Starsailor - Poor Misguided Fool çalıyor..
Nedense hep gözlerim dolar bu şarkıda..
Unutma ki paralel evrende bir yerlerde bu gece yanındayım kıymetli dostum.
Seviliyorsun..

15 Nisan 2015 Çarşamba

Büyük Kaybetmek..

Değişkenler alıyor bizi içine..
Kendimize olan güvenimiz, deneyimlerimiz, düşüncelerimiz, ilişkilerimiz..
Bizi biz yapan her şey hatta..
Gün be gün değişkenlere maruz kalıyor. Aklımızı kurcalıyor.
Algılarımızın ne kadar açık olduğu kimin umurunda?
Birilerinin beyninden geçen şeyler bizi neden etkiliyor?
Kendi akışının bozulmasını sağlayan etkenler neden yorucu?
Neden karşı taraf anladığı halde konuyu geçiştirir?
Gün içinde ufacık bile olsa bunların çoğunu yaşıyoruz. Ne yazık ki müdahale etmemiz her zaman imkanlar dahilinde olmuyor. Aslında bence ana problem insanların başkalarına karşı yeterince açık olmak istememesi. Açık olmanın güçsüzlük ya da salaklık olarak algılandığı bir çevrede ne kadar gerçek olunabilir? Tamamı ile bir tartışma konusu.. Kimse %100 şeffaf olsun demiyorum ben. Zaten imkansız bir şey bu. Ancak büyük oranda açık olmak, kritik konularda açık olmak işleri daha basit bir hale sokmaz mı? Bana sokar gibi geliyor. Kaçamak ya da bahaneli durumlar çok da iç açıcı değil bence..
İnsanlar hayatta kendi istekleri ile varlar. Çevrede yarattıkları etki kimsenin umurunda değil. Bencillikte son nokta olarak gezen insanoğlu belki bir gün sırf bu yüzden büyük kaybeder..

13 Şubat 2015 Cuma

Renkler Siyah!

Hayata karşı duruşu asalet içerir kendince..
Hayallerinin çöpe gitmesi umutsuzluk besler, kararır..
En karizmatik hissettiği anda bellidir ışığı..
Morali bozulduğunda bulutlar koyulaşır..
Düşüncelerindeki  bulanıklık  gri iken bazen dönüşür..
Ufak bile olsa bir mutluluk aynı renkte ışıldar..
Günün herhangi bir saatine uygundur SİYAH.
Asil, çaresiz, karizmatik ya da parlak..

Hissiyatların tamamı için tüm renkler kendini siyaha bırakabilir.