2 Eylül 2012 Pazar

hoş geldin..

üzerine eminim çok fazla şey yazılmıştır.. ama etkisi o kadar büyük ki hak vermemek elde değil bir çoğuna. psikolojisi bile çok farklı.. belki de benim üzerimdeki etkisi farklı ya da hayatımın bir çok önemli noktasını onda yaşadığım içindir.. her an ağlayabilecek kadar hüzünlü görünen, güneşin ışığında bile esintisi ile ürperten, garip bir şekilde her nefesinde huzurlu bir mevsim bu sonbahar denen.. yapraklar sararmış, dökülmüş falan değil olay aslında. bence olay tamamen doğadaki fiziki değişiklikleri görmeden bile onu hissedebilmek. ruhu genişletir, çakraları açar. deri ceket sıcakları dediğimiz ve en sevdiğim hava koşullarının sahibidir. öyle melankoliye falan da sürüklemez.. acı çekmeyi, ruhunu bunaltmayı seven insanların bahanesidir sonbahar.. arkasına sığınıp akıtır insanlar gözyaşlarını. onu kirletmekten başka bir şey değil yaptıkları. verdiği huzuru, dinginliğini almak isteyenler ya da şöyle söyleyeyim, bu dinginliğe gerçekten ihtiyacı olanlar görebilir en temiz yüzünü. saftır bir kere.. akıttığı yağmur taneleri ile her şeyi temizler. berrak bir sabah bırakır bize güne zinde ve mis bir koku ile başlamamız için. onu soktuğunuz karamsar, bunalımlı tablodan çıkarın artık. ufak bir bakış açısı değişikliği çok daha mutlu sabahlara uyandırır herkesi..