23 Ocak 2010 Cumartesi

maske

Huzur olmadığı sürece zorlaşır her şey. Günlük hayatta, özel anlarda, en neşeli anında... Hiç fark etmez eğer huzurun yoksa. Çevrene saçtığın gülücükler içinden fırlayıp haykırmak isteyen endişeli yüz ifadeni örtmek içindir tamamen. İlk zamanlarda kolay olan bu maskeleme zaman ilerledikçe daha acı verici ve zor bir hal alır. Her insan anlık yanıltmalar yaşar. Çevrende gizlemek istediğin bir şey varsa eğer ufak bir maske bunun için yeterlidir. Gün başlar! Uyanıp yeni bir ışık ararsın seni iyi edecek. Bulamadığın zaman ufak masken girer devreye. Seni korur öğrenilmesinden çekindiğin şeylerden. Bazen sana bile unutturur içindekileri anlık bile olsa. Evine dönüp herkesten, her şeyden soyutlanabildiğin odana adım attığın an maske düşer ve aslınla yüzleşirsin aynada. Peki o zaman ne yapar insan? Herkeste farklı bir tepki tabi ki...
Kaçmaktır insanoğlunun bu yaptığı. Dertlerden ya da huzursuzluktan. Belki anlatabileceğin birkaç kişi vardır. Anlattığında ne kadar rahatlatıcı olur bu da bir muamma. Karşısındakine bağlı kişinin. Her ne olursa olsun kaçmak kolaydır. Kaçarak hiçbir şeyin çözülemeyeceğini bile bile bu yolu seçmekse acizlik belki de... Fakat herkesin bir dayanma sınırı vardır. Bir yere kadar katlanır insan bu içindeki savaşa, çevresindeki maskelemeye. Bir yerden sonra patlak verir. Gerek yalnızken, gerek kalabalığın ortasında. Önemli olan yaşanan sıkıntıya kalıcı bir çözüm bulabilmekte. Hayatta her şeyin bir çözümü vardır denir. Doğru mu? Bilemem... Tek bildiğim daha doğrusu inandığım, insan bazen kendi kaderine kendi yön verebilir ve bunu başarabilirse çözüm yolu bulmak kolaylaşır.